23.9.06

kahvaltı ve cemal süreya

Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem
Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı,


Şiir; birincil olarak ilgi alanıma girmemekle beraber, kısa metrajlı film gibi ilginç bir şeydir, kısa ve dokunan, yalın ve işleyen. Şiiri sever miyim sevmez miyim bir karar verebilmiş değilim, ama Cemal Süreya nın mutlulukla bir ilgisi var. İyi bir şair, en sıradan anlarımızı güzellikle imgeleyendir. Şair şiiriyle, o sıradan anlarımızı unutulmaz kılmak için, parmaklarımıza adeta ipler bağlar, kıçımıza çimdikler atar. Her şair kendi şiir tanımını yapıyor desem pek yanlış olmaz sanırım. Cemal Süreya'nın şiir tanımı da, içerisinde bolca endorfin barındırıyor olsa gerek. Onu okudukça toprak kokulu otların, kuzu gibi ciğerlere derin derin soluklanması gibi bir şey oluyor insana.

Kim istemez mutlu olmayı
Ama mutsuzluğa da var mısın?


Hüzün mutlulukla fazlaca ilintilidir, zıttı olması itibariyle mi diye sormayın, düşünün! Cemal Süreya'nın şiirleri, hüznü tanımlarken işte bu ilintililikten yararlanıyor sanırım. Onun şu dizeleri Zincirlikuyu Mezarlığı'nın girişine bayrak bayrak asılmalıdır diye düşünüyorum, böylece o korkutucu tabirden (her canlı ölümü tadacaktır) de kurtulmuş olurduk.

Olum geliyor aklima birden olum
Bir agacin golgesine sariliyorum.

bu daha mı korkutucu! değil! çünkü hiç değilse bizim ağzımızdan bir laf bu. ya da fransız şair tristan cabral'in şu şiirini mi assak mezarlık girişlerine;

ve ölürsem bir gün
öleyim isterim
tutulur gibi bir sevdaya

Her neyse her kimse! Şairler beni mutlandırıyor, elimden gelse her sabah kahvaltısında bir şiir kitabı okur bitiririm, çünkü çifte mutluluk anları dünyada az rastlanır şeyler.

Size önerim şu; hayatın her anını güzel yapacak, bize onun değerli yanını hatırlatacak ipler bağlayın parmaklarınıza şiirler yardımıyla, yağmur yağınca küfretmeyin yere göğe de şu şiiri küpe edin kulaklarınıza mesela.



Yağmurun Yağması İyidir


Sonra o gider sesini yıkardı
Telefonda saatlerce seviştiğinden
O diye biri vardı galiba
Ağzı da iyice vardı galiba
Gece çiçeklerinden bir orman
Pejmürde atlar pahasına
Bira içerken saçları uzun
Parmakları korkunç ve kalabalık
Bir gece Aksaray'da hiç unutmam
Yüzümü ellemisti galiba
Denize doğru gittikçe artan
Bir yüz benim yüzümdü olsa olsa
Yakasında kocaman bir düğme
Sevinci bitiştirince acıya
Ayıran kuşkuyu inançtan
Yağmurun yağması iyidir
Bir çerkez mızıkası gibi rengarenk
İki adet kuş çantasında

cemal süreya

Hiç yorum yok: