25.7.08

LUNAPARK

Kanıma karışan en limonlu anlarımın tanığı,
Bir tek o duyuyordu biliyorum sevinç çığlıklarımı ve hemen ardından azalarak duyulmayan kalp çarpıntılarımı.
Çırpınan ve kusan bir genç adamın, ortalarına yığıldığı o hoş zaman geçirme makineleri; onlar, sabaha karşı ışıkları söndüğünde, kimi korkuttuklarını iyi bilirler. İşte şimdi ortalarında yatan, onlara meydan okumaya gelip mağlup olan o adam, her gece penceresinden tir tir titreyen gözleriyle onları izleyen o mutsuz ve korkusuz adam...
Evrenin tüm lunaparkları terk edilmiş eğlencelerin, yapmacık iyiyimlerin, yalnız sevişmelerin, olmaz umutların, aydınlatmayan ışıkların ve iyiyi kötüyü karıştıran karşılaştıran, çocuk cıvıltılarının ölüm çığlıklarına karıştığı bir hengameydi aslında ve o bu yüzden buradaydı,
sonra ucuz deniz kumunun üstünde yatan cesedinin kafasını kaldırdı:

Beni bir gondolun altına göm prensesim
hızla inerken içindeki aç maymunlar
ciğerlerine dolsun ölü nefesim

Limon tozu azalırken kanımda
Eteği prensesin, tertemiz alnımda
Bir sigara uğruna halkalar yedim burnuma
Bir hiç uğruna eğlendim seninle doya doya
Kıvrılırken göğün ucunda dönmedolap
Bıraktım kendimi aşağı
Çok eğlendim lunapark
Orada kaldı cesedim bir gondolun altında
Korkmayın benim dolaşan aç karnınızda







*

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Rengi soldu mu?