12.1.07

Ssıkkkkıntıııı

Bende insanların sinirine dokunan bir gariplik var. (alnıma yazılı)
Oğuz ATAY
Tehlikeli Oyunlar


Yatağımdayım, odamdayım, evimdeyim, sokak kapısını açmayacağıma eminsiniz, evden dışarı adımımı atmayacağıma, odadan çıkıp su almaya bile gitmeyeceğime, bu yataktan çıkmayacağıma, kapıyı... Tamam sus. Ama orada bir tümsek oluşturdum sanki, ya da iç bükey bir şey, bir ayna. Ne diyorsun yine sen, iç bükey ne demek? Odadan başlıyor, yine odaya dönüyor, onu diyorum. Kısırdöndü diyorlar ona. (:)) Gülüyorsun yine. Kısır yemeyeli ne uzun zaman oldu değil mi? Evet. En son Döngü Yenge yapmıştı. Döngü değil kör olasıca Döndü. Gülme... Dolmuşun dikiz aynasına asılı geldim bugün, öyle sıkış tıkıştı ki... Yine anlatacak bir şey bulamıyor ve minibüs hikayelerine başlıyorsun: Tüm teyzeler bisssmillahi... diyerek biniyorlarmış minibüse de, yaşlılara yer vermemek için uyur taklidi yapıyormuşsun da, bir keresinde şoföre senden çok daha yakın olmasına rağmen kızın biri taa arkada duran sana "şunu şoföre uzatır mısınız beyefendiciğim" demiş de (bunun bir asılma vakası olduğuna inanman çok saçma geliyor bana hala), sonra yine bir keresinde adamın biri aynaya asılı... Bunu daha şimdicek anlattım, adamın biri dediğin de benim. Tüm gün evdeydin oysa, ayna, minibüs... Tam 20 gün ve 4 yıldır yatağın içindeydi, ve bağdaş kurmuş oturuyordu kirli ve ter kokan döşeğinin üzerinde. Acaba kokuyor muydum, ondan mı kaçıyorlardı benden? Koltuk altlarım ağrıyordu benim çocukluktan beri, ondan çekinirdim hep traş etmeye, halbuki bir parföm kullansan bunların hiç biri olmayacaktı. Yok artık, sırf bu yüzden mi bu haldeyiz? Saçmalıyorsun. En son dışarı çıktığımda hava pek terlemeye müsait değildi. Hava terler mi hiç. Terletmeye değildi. Sen hep terlersin, bırak havaya suya bok atmayı. Parföm kullansaydım demek... Saçmalama. Kapı felan çalmayacak ve sen bunu bilmene rağmen gözünü kulağını hep kapıda tutuyorsun. Döngü yenge olsa açardı kapıyı, döndü lanet... Sonra kapı gene kapanır, sonra gene açılır; kapıyı açar mısınız şoför bey inecek var. Işıkları geçeyim müsait bir yerde açarım. Kapı açılıyor, 90 derecelik bir açıyla açılıyor. Kapanırken açıyla değil de gıcırtıyla kapanıyor, 360 derecelik gıcırtılar. 360 derece, kısır döngü gibi bir şey oluyor. Döndü Yenge'nin hiç çocuğu olmadı, kısır değildi gerçi ama sonuç aynıydı. 40 gün mü oldu dışarı çıkmayalı, ne önemi var günün sonuç aynı işte, dışarı çıkılmıyor. Sen dışarı çıkmayınca kimsenin dışarı çıktığı felan da olmuyor. Sırf ben dışarı çıkmıyorum diye herkes eve hapsoluyor ama bu haksızlık. Peki ya o dolmuşlar, saçmalıyorsun yine. Kimse dışarı çıkmasaydı minibüsler dolmuşlar neden sabah akşam mekik dokusunlardı. Sonra bana asılan o kız kesinlikle dışarıdaydı. Eminim, çünkü ayakkabıları vardı, biraz kum biraz toprak, biraz da parlak, hepimiz gibi ayakkabıları vardı. Kimileri evde de ayakkabı giyiyor ama. Gregor yavaş yavaş yatağından doğruldu. Kitap mı okuyorsun yine. Evet bir böceğin insana dönüşmesini anlatıyor. Ben olsam tam tersini yazardım. O da tam tersini yazmış zaten. Yine bir kısırlık var o zaman. Evet yine bir kısırlık. Yalnız kalışımızın sebebini açıklamaya çalışıyor bu böcek bize galiba, değil mi gregor? Duymaz seni, işittiği felan da yok çünkü artık bir böcek değil o. Böcekken konuşamazsın insanken de duyamazsın, en temel farkları budur. Şoför bey müsait bir yer bulamıyor musunuz, inmem lazım zira işe geç kalıyorum. İyi de sen işten gelmiyor musun zaten dedi güzel kız. Asılıyordu. Dikiz aynasına asılıydım. Siz yine de müsait olunca haber verin olmaz mı? Şu kaldırım müsaitti aslında, ama nedense indirmediniz. İnmeyiniz beyefendiciğim. Şoför Bey bizim yatağın oradan da geçiyor muydu bu dolmuş. En iyisi mi siz beni yatağıma kadar götürün. Bizi götürün. Zil mi çaldı sanki, Döndü Yenge kısır getirmiştir, aç kapıyı şoför bey...

Hiç yorum yok: