19.11.10

Her Günün Kahramanı

O kötü günün kahramanıyım, ama o gün gelmesin diye yaşadığım bu akvaryumu ağzına kadar benzinle doldurup bir sigara yakabilirim ve işte ben o kadar az insan görüyorum ki size karşı nasıl davranacağımı unutttum sayın bayan. Evet her şey değişiyor, çok şey bilmemize gerek yok diyorum kendime kendime. Sadece olacaklar ve ölecekler var. Onun yaklaştığını, o afallayan halimizle hissettiğimizde bize yaşamın tümünü tattıracak belki de. Ama anlıyorum ki hayal gücümüz yine de yaşama tat katıyor, belki de sadece bunun için yaşamak gerekiyor.

Hayal gücüm özgürlüğüm ve ona engel vuramıyorlar. Ama dediğim gibi unutuyorum. Belki de dediğin gibi ilaçlar kullanmalıyım. Hayal gücümü arttıracak ilaçlar. Beni küçük gereksiz kalabalıklara savuran bu yalnızlıklardan kurtarmalıyım kendimi. Sadece seninle yalnız kalıp hayaller kuracağımız günlerin hayalini kurmalıyım. O kadar az insan ki, unuttum unutuyorum nasıl davranacağımı. Kim olduğumu biliyorum ben ve bunu kaybetmemeliyim. Değiştirilmemeliyim. Sadece kim olduğumu bilmediğim anlara şahit oluyorum ara ara. O anlarda beni vurmamalı kimse, beni kendimle vurmamalısın. Ben kötü değilim, çünkü geceleri rahat uyuyabiliyorum. Çünkü kötüler benim kötü geçirdiğim o öğleden sonralarında gülüyorlar ve ben de onların kıvrandığı o geceleri rahat geçiriyorum. Ben iyiyim, ben kötü değilim. Ben iyiyim, en azından iyiyim.

Kişinin kendi kendini değerlendirebilmesi zordur, kendi kendini ödüllendirmesi çılgınlıkken kendi kendini cezalandırabilmesi çok kolaydır. Ama ben ödül ya da cezayı boşveriyorum ve sadece kendimi iyi addediyorum.

Çevrem hareketleniyor bense inadına ağırlaşıyorum, çevrem değişiyor ve ben kabuğumu üzerimden atmaya dahi korkar haldeyim. Yalnızlığım çevremdeki hengameye rağmen giderek artacak. Özgürlüğümü kolayca elden bırakabilir miyim diye korkar oldum. Silaha sarılabilir miyim kendimi cezalandırmak adına. Kolayca kaçabilir miyim, gitsem de fark etmez mi gerçekten. Gerçekten gitmeli miyim?




**onb. dw**

Hiç yorum yok: